28 Ağustos 2014 Perşembe

SİYASET VE SEKS



 Adolf Hitler kavgam adlı kitabında ''kitleler kadınsı özellikler gösterir''sözünü söyleyerek siyaset tarihinde önemli bir buluş yapmıştır.

  Büyük halk kitleleri dişi ,yöneten iktidar ise erkek olarak nitelendirilmiştir.

   Elbette ki bu söz bilimsel bir yasayı ifade etmez fakat geçerli olduğu açıkça görülür.Halk kitleleri de aynı kadınlar gibi,duygusal tepkiler verir ve güce yönelir.Güçlü görünenin seçimlerden başarılı çıkması yüksek bir ihtimaldir.

    Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gördüğümüz üzere halkın % 26'sı sandığa gitmeyerek duygusal tepki vermiştir.Sandığa gitmemek mantık ile açıklanamaz.

  Halkın güçlü görüneni güçlü sanması sonucu,bağırıp çağırarak,küfür ederek,kızarak,sinirlenerek yapılan duygusal konuşmalar halkı daha çok etkilemiştir.

  Muhalefete de bir ipucu vermek gerekir:Halk ''kodu mu oturtan liderleri'' seviyor.

   Seçimleri demokrasi sanan AKP zihniyeti,seçimlerden galip çıkarak ileri demokrasi yollarında önemli başarılar elde etmiştir.

  AKP zihniyeti genellikle eğitim seviyesi düşük kitlelerden oy almaktadır.AKP'ye oy atan eğitim seviyesi yüksek kişiler ise AKP zihniyetinden rant elde edenlerdir.

AKP zihniyetinin hakim olduğu dönemde en küçüğünden en büyüğüne kadar tüm idari kadro yalakalık ve biat ile iş başı yapmıştır.Yandaş ve yalaka gazeteciler  bakanlık kadrolarında  müşavir,bakan yardımcısı gibi pozisyonlarda istihdam edilmişlerdir.Büyükelçi,vali,kaymakam,il ve ilçe müdürleri,ilçe turizm,ilçe gençlik ve spor müdürlerinden tutun,köy imamlarına müezzinlere ve müftülere kadar,tüm idari kadro yalakalık ve biat biliminde ustalaşarak devlet görevlerine getirilmişlerdir.Devlet bürokrasisi AKP'li yapılmıştır.Karşılığında AKP zihniyeti tayin,terfi,atama gibi hizmetlerde bulunmuştur.

   Eşit ve adil  kamu hizmeti için  tarafsız olması gereken devlet bürokrasisi AKP zihniyetine oy toplayan adi bir propaganda mekanizmasına dönüşmüştür.

  Bugün gelinen noktada cumhurbaşkanının en yalaka kimse onu başbakan olarak atadığı görülmektedir.Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yalakalık ilminde en ufak bir yanlış yapması hükümetin istifasına sebep olabilir.

 Ayrıca seçilmiş cumhurbaşkanı,başbakan,AKP genel başkanı ve milletvekilliği sıfatlarını aynı anda kullanarak AKP kongresini yöneten cumhurbaşkanı, açıkça herkesin gözü önünde anayasayı çiğnemiş,adeta anayasa ile seks yapmıştır.Ardından da mecliste namusu! ve şerefi! üzerine anayasayı ve hukuk devletini koruyacağına ant içmiştir.

Güler misin? Ağlar mısın?

 Devletin en tepesindeki bu trajikomik gelişmeler yandaş medya tarafından ayakta alkışlanmış ve demokrasinin hukukun içine edilmiştir..

   Vatana millete hayırlı uğurlu olsun....










  

17 Ağustos 2014 Pazar

SEÇİM ANALİZİ


 Adaletsiz ve demokratik olmayan cumhurbaşkanlığı seçimlerini geride bırakmış bulunuyoruz.

  Toplam seçmenin %26'sının oy kullanmadığı ve 750.000 civarında geçersiz oyun kullanıldığı seçimlerde Tayyip geçerli oyların %51.8 ini alarak cumhurbaşkanı seçilmiştir.Toplam seçmen düşünüldüğünde RTE'nin toplam oy oranı %37 dir.
 Sandığa gitmeyen ve geçersiz oy kullanan %26.5'lik seçmenin ezici çoğunluğunun,Tayyip'e karşı fakat Ekmeleddin İhsanoğlu'nu da cumhurbaşkanı olarak içine sindiremeyen kişilerden oluştuğu oldukça açık bir gerçek olarak gözümüzün önünde durmaktadır.

  Bir önceki yazımızda belirttiğimiz üzere seçimlerden önce; hükümet,anket şirketleri ve medya ile halkın özgür iradesine kurulan algı tuzağı,son derece iyi bir şekilde işlemiş ve halkın %26'sı sandığa gitmemiştir.

 Seçimlerden önce  Tayyip'in oy oranını %56-60 arasında gösteren birçok anket şirketi; Ekmeleddin İhsanoğlu'na oy verecek kişileri ''nasılsa Tayyip seçilecek oy kullanmama gerek yok'' yanlış algısına düşürmüştür.Birçok kişiyi de nasılsa Tayyip seçilecek bende Tayyip'e oy vereyim oyum boşa gitmesin şeklinde yanıltmıştır.Tüm seçmenler oy kullansaydı,Tayyip'in oyu %40'ı geçemezdi.

 Zaten devletin tüm olanaklarını sonuna kadar kullanarak seçim propagandasını devam ettiren Tayyip,yapılan propaganda düşünüldüğünde bir hezimete uğramıştır.Bu hezimette hırsızlık iddialarının büyük payı vardır.

  Siyaseten hiç tanınmayan ve çok kısıtlı olanaklarla propaganda yapmaya çalışan Ekmeleddin İhsanoğlu azımsanamayacak bir oy oranı ile seçimlerden çıkmıştır.Kullandığı üslup ile Tayyip'e bir üslup dersi de vermiştir.
  
 Seçimlerden sonra elbetteki muhalefet partileri özeleştiri yapmalıdırlar fakat şu unutulmamalıdır: Tarafsız ve siyasi olmayan bir makam için yapılan seçimlerde Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu siyasi etik ilkelerini hesaba katarak,Ekmeleddin İhsanoğlu'na etik ve hukuka uygun bir destek vermişlerdir.Belki aday konusunda Anayasa Mahkemesi başkanı veya TBB başkanı düşünülebilirdi.

  Unutulmamalıdır ki sandık hukuksuzluklardan ve yolsuzluklardan arınma yeri değildir.Yolsuzluklardan arınma yeri bağımsız mahkemelerdir.

  Yine unutulmamalıdır ki Hitler bile demokrasi ile sandık ile iktidara gelmiş ve hukuku ve demokrasiyi bir süre için tarihe gömmüştür.
  
   Bu adaletsiz,onursuz ve hukuka aykırı seçim makarnacılar ve rantçılara,iktidarın köpeklerine ve kölelerine hayırlı uğurlu olsun...
  
  
  

7 Ağustos 2014 Perşembe

ALGI TUZAĞI

Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik algı operasyonları tüm hızıyla devam ediyor.Erdoğanı daha seçimler yapılmadan,seçilmiş gibi gösteren ders kitapları ortaya çıktı.Yalancı medyada havada uçuşan 15-20 adet anket Erdoğan'ın seçileceğini gösteriyor. Bu yönlendirilmiş anketleri hazırlayanlar demokrasi düşmanı vatan hainidirler.

    Devlet televizyonu olması gereken TRT hükümet televizyonu,hatta direk başbakanın kendi özel televizyonu gibi çalışıyor.Anadolu Ajansı deneme yayınlarında Erdoğan'ın %70 oy aldığını gösteriyor.Halkın diğer cumhurbaşkanı adaylarından haberi bile yok.Sanki,tek aday Erdoğan ve zaten Erdoğan kesin seçilecek algısı yaratılmaya çalışılıyor.

    Halkın oyunu,vergisini,malını mülkünü çalan,halkı soyup soğana çeviren hırsızlar şimdi de halkın aklını,özgür iradesini çalmaya yelteniyor.

   Seçim sürecinde özetle;Erdoğan zaten seçilecek,oyunu Erdoğan'a vermeyecek olanların sandığa gitmesine dahi gerek yok,algısı yaratılıyor.Halkın özgür iradesi demokratik seçimlere aykırı bir şekilde yönlendiriliyor.

  Zaten devletin tüm imkanlarını her türlü hukuka aykırı bir şekilde, cumhurbaşkanı seçilebilmek için kullanan bir başbakan bir de halk üzerinde psikolojik operasyon yaptırıyor.

   Zaten başbakan seçim sürecinden önce, seçimde başını ağrıtabilecek her türlü konuya yanlı mahkemelerce  yayın yasağı getirtmişti.

 49 Türk  konsolosluk görevlisini elinde tutan ve hemen yanı başımızda camileri ve türbeleri yıkan  IŞİD hakkında konuşamayan,korkak,ciğeri beş para etmez Erdoğan,kendi sahibi olduğu televizyonlara çıkıp önceden hazırlanmış sorulara cevap veriyor.Gazeteleri açıp bakarsanız ekonomideki kötü gidişat üzerine tek bir haber dahi göremezsiniz çünkü korkak medya başbakandan izin almadan yayın yapamıyor.

  Oğlunun yönettiği TÜRGEV aracılığıyla seçim için yolsuz bağış toplayan başbakan seçilebilmek için her türlü ahlaksızlığı ve yolsuzluğu yapıyor.
seçim döneminde Erdoğan'ın seçilebilmesi için her türlü yolsuzluk,ahlaksızlık,şerefsizlik,yalan,dolan,iftira ve türlü türlü dalavereye başvurulmuştur.


 Halkın bu algı tuzağına düşmemesi ve sandığa gidip kendi oyunu özgür iradesiyle kullanması önemle rica olunur.

Kandırılmayın,korkmayın, hiç kimsenin sizin yerinize karar vermesini beklemeyin, sandığa gidip özgür iradenizle oyunuzu kullanın....
  
  
  
  

1 Ağustos 2014 Cuma

KADIN,KAHKAHA VE SEÇİM SÜRECİ

10 Ağustos'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçim süreci 24 saat başbakanı gösteren televizyonlar ve her gün başbakanı yazan gazeteler sayesinde başbakanın köşke çıkması için yapılan bir törene dönüştürüldü.

   Yavşak ve yalaka medya sadece başbakanın konuşmalarını(yani yalanlarını) yayınlıyor. Devletin tüm imkanlarını cumhurbaşkanı seçilebilmek için kullanan bir başbakana şahit oluyoruz.Dolayısıyla seçimler demokratik bir ortamda geçmiyor.Ayrıca bu seçim süreci yargı denetiminden mahrum çünkü görünen o ki YSK,AKP tarafından kontrol ediliyor.

  İsrail'in Gazze'de yaptığı katliama seyirci kalan ve hiçbir somut adım atmayan hükümet adına,başbakan,İsrail hakkında atıp tutuyor.İsrail ile ticari ilişkiler son hızıyla devam ediyor.İsrail'in Gazze'de yaptığı katliam başbakan tarafından seçim malzemesi olarak kullanılıyor.Öte yandan İsrail'in maşası IŞİD hemen yanı başımızda,Musul ve Kerkük'te camileri ve türbeleri yıkarken ve Türkmenleri katlederken ,bu konuda sessiz kalan ve yayın yasağı getirerek halkı uyutmaya çalışan hükümet,hiçbir şey yapmıyor.Dış politikada düştüğümüz bu trajikomik durum hiç gündeme getirilmiyor.

   Bir yandan da Bülent Arınç gibi kalitesiz şahsiyetler ''Kahkaha atan kadının iffeti yoktur'' diyerek gündemi değiştirme çalışması yapmakla meşguller.Gündemi değiştirmeye çalışmasını anlıyorum ama kahkaha ile iffet arasındaki ilişkiyi çözebilmiş değilim.Bülent Arınç zihniyetinin kadına bakış açısı kadının mutlu olmasına izin vermemek,kahkaha atan kadını fiziksel ve psikolojik şiddet ile ağlatmaktan ibarettir.Kahkaha atan kadın iffetli yani namuslu olmadığına göre ağlayan kadın iffetli ve namusludur. Bu zihniyeti gördükçe son 12 yılda kadın cinayetlerinin %1300 artmasını rahatlıkla anlayabiliyoruz.Türk kadını AKP zihniyetini temsil eden Bülent Arınç'ın sözlerini doğru okumalı ve bu kadın düşmanı AKP zihniyetine sandık başında dur demelidir.

  Öte yandan Ekmeleddin İhsanoğlu son derece sakin ve tutarlı bir görünüm çizmekte,yalaka ve yavşak medyaya rağmen,kısıtlı mali imkanlara rağmen seçim çalışmalarını sürdürmektedir.Başbakanın aksine iftiradan uzak ve yalansız bir siyasi anlayış sergilemektedir.Ayrıca Ekmeleddin İhsanoğlu başbakanın aksine Türk Milleti ifadesini her platformda kullanarak hangi ülkenin cumhurbaşkanı adayı olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Başbakan 12 yılda Türk Milleti ifadesini bir kez bile kullanmamıştır. Kanımca hangi ülkenin başbakanı olduğunu da bilmemektedir.

   Cumhurbaşkanlığı seçimleri ülkede hak,hukuk ve adalet bırakmayan kadın düşmanı ve hırsız AKP zihniyetine dur demek için bir fırsattır.

   Herkes sandığa gidip,oyunu kullanmalı ve bu AKP zihniyetine ''Haddini bil'' demelidir.