20 Temmuz 2016 Çarşamba

DARBE

Yıllarca siyasi iktidar tarafından açıkça desteklenen cemaat görünümlü terör örgütünün devletin tüm kademelerine sızdığını gördük.
  Allah ile aldatan,kökü dışarıda ve ipleri Amerika'nın elinde olan bu cemaat görünümlü terör örgütü,derin uykudaki siyasi iktidar sayesinde devletin tüm kademelerini ele geçirip,devleti istediği şekilde yönlendirmeye çalışmıştır.
 En son Türk ordusunun en üst kademelerine yükselerek devlet yönetimini ele geçirmeye çalışmışlardır.
 Amerikan himayesinde yaşayan Fettullah Gülen cezalandırılmadıkça fetö-pdy(Fettullah terör örgütü-paralel devlet yapılanması) terör örgütünün yok edilmesi imkansız gözükmektedir.
 Cemaat görünümlü bu terör örgütü yıllarca ülkemizi işgal etmiştir.Şu an ki siyasi iktidar sayesinde altın çağını yaşamıştır.
 Bu Fettullahçı teröristlerin ülkemize verdiği en büyük zarar basiretsiz,beceriksiz,ahlaksız ve hırsız kişileri devlet kadrolarına yerleştirmiş olmasıdır. 
 Yıllarca ÖSYM sınavlarındaki soruları çalarak Türk gençliğinin önünü tıkayan bu Amerikan himayesindeki hırsızlar acilen devlet kadrolarından temizlenmelidir.
 Ayrıca fetö/pdy terör örgütüne halkın gözü önünde açıkça yardım ve yataklık edenlerin ''Ne istediler de vermedik'' Diyenlerin de  yargı  önüne çıkarılması gerekmektedir.
 Dini kullanarak insanların beyinlerini yıkayan tüm cemaatler terör örgütü sayılmalı ve yok edilmelidir..
  Bilinmelidir ki darbe girişimi dolayısıyla mağduru oynayacak  kesimler madalyonun diğer yüzüdür.

8 Temmuz 2016 Cuma

SURİYELİLER

Ülkemiz  akp iktidarının başımıza bela ettiği Suriyeli mülteci sorunuyla uğraşmaktadır..Ülkeyi yöneten sahte diplomalı şahıs 3 milyon Suriyeli'ye vatandaşlık verileceğini açıkladı.Fakat bu şahıs vatandaşlık verilmesi kararı alırken kime sordu?Kime danıstı?3 milyon Suriyeli'ye neden vatandaşlık verilecek? Bu Suriyelilerin ülkemize olumlu bir katkıları var mıdır?Neden milyonlarca Türk vatandaşı vergileriyle 3 milyon Suriyeli'yi beslemek zorundadır? Gibi sorulara 
cevap vermekten uzaktı.
  Elbette 3 milyon Suriyeli'ye vatandaşlık verilmek istenmesinin sebebi yeni akp seçmeni yaratılmak istenmesidir..Kendisinin ve partisinin çıkarlarını düşünürken ülkesinin ve milyonlarca vatandaşın geleceğini riske etmekten çekinmeyen diplomasız pardon sahte diplomalı şahıs cehaletinin verdiği yetkiye dayanarak Suriyelileri Türk vatandaşı yapmak istemektedir..
  Türk vatandaşlığı hiç kimsenin tekelinde değildir.Türk vatandaşlığı Türkiye Cumhuriyeti kurulurken milyonlarca şehit verilerek kanla alınmıştır ve günümüzde hala şehit verilerek,gazi verilerek,kol,bacak ve kan verilerek devam ettirilmektedir.Ülkesini terkederek,vatanını satıp,savaştan kaçarak ülkemize sığınan bu kansızların ülkemizde hiçbir şekilde yeri yoktur.Vatanını satıp kaçan bir milletten  ülkemize hiçbir fayda gelmez.Kendi vatanını satan kansızlar bu ülkeye ancak zarar verirler..
 Kaldı ki ülkemize hiçbir denetime tabii tutulmadan kabul edilen Suriyelilerin çoğu potansiyel teröristtir.Bulundukları illerde çeteleşmeye  ve suç işlemeye başlamışlardır.Kısa zaman sonra içerideki veya dışarıdaki hainlerin kışkırtmaları ile yeni terör örgütleri kurmaları ve ülkemize büyük zararlar vermeleri kaçınılmazdır.
  Diplomasız pardon sahte diplomalı şahsın ülkemizin başına bela ettiği  Suriyeliler derhal sınır dışı edilmelidirler..

1 Mayıs 2016 Pazar

LAİKLİK

Tbmm başkanı sıfatını taşıyan,milli eğitimden ve ükemiz tarihinden ve Türk tarihinden zerre kadar nasiplenmemiş bir kişi anayasamızın temel ilkelerinden biri olan laiklik kavramına düşmanlığını ortaya koydu.
 Bu kişi laiklik kavramının anayasada olmaması gerektiğini belirterek başkanlığını yaptığı meclise,vatanımıza ve tarihimize ihanet etti.
 Söz konusu konuşma anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs kapsamında 
değerlendirilmelidir.
 Bilindiği gibi anayasanın ilk 3 maddesi değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez.
 Laiklik kavramına bizzat meclis başkanı tarafından bel altı vurulması,bu kişinin ve bu kişinin bir parçası olduğu siyasi hareketin cumhuriyet ve cumhuriyetin nitelikleri ile büyük sorunları olduğunu ortaya koymaktadır.
Nitekim cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan lüzumsuz kişi de meclis başkanının konuşmasını destekleyen bir açıklama yapmıştır.Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan ve devletin parasıyla kendine saray yaptıran kişi,devletin bütün dinlere eşit mesafede olmasını laiklik olarak değerlendirmiştir.Bu tanım eksik ve hatalı bir tanımdır.Devletin bütün dinlere eşit mesafede olması laiklik falan değildir.Laiklik din ve devlet işlerinin ayrıldıktan sonra devletin dinlere eşit mesafede durmasıdır.Yani devletin dini meseleleri kişilerin vicdanına bırakarak allah ile kul arasına girmemesidir.
 2003 yılından beri dini duyguları her şekilde kullanıp,sömüren,mezhepleri birbirine düşürmeye çalışan,alevi kardeşlerimize düşmanlık eden bir zihniyetin laiklik kavramına düşmanlık etmesi doğaldır.
Lakin burada esas mesele laiklik değildir.Esas mesele cumhuriyetin temel nitelikleridir.Çünkü cumhuriyetin temel niteliklerinin ana sebebi laikliktir.Laiklik olmadığında demokratik,sosyal bir hukuk devleti de olamayız.
 Mesele burada başlamaktadır;demokratik laik bir hukuk devleti olan cumhuriyet olmadığında söz konusu her şey Tayyipgillerin istediği şekilde olacaktır.Yani federasyon,saltanat, şeriat ve bu gafilin eş başkanı olmakla övündüğü Büyük Ortadoğu Projesi..Dolayısıyla Sevr ile yapılamayanlar gaflet,dalalet ve hıyanet içinde bulunan bu gafillerin ülkemize ve tarihimize ihaneti ile yapılmaya çalışılıyor.
 Laiklik, devletimizin ve milletimizin birlik bütünlük ve huzur içinde olmasının insan haklarının,kadın haklarının ve hukukun temelidir..
Laiklik ile sorunu olanların hepsi dümdüz vatan hainidir. 
 Maalesef ki memlekette bir tane yürekli savcı kalmamıştır..